9 Nisan 2025 13:09

Tanrıkulu’nun Meclis kürsüsünde işkence isyanı: Gördüklerime dayanamayıp ağladım

İstanbul'da protesto eylemlerinde tutuklanan gençlere yapılan işkenceyi Meclis kürsüsünden anlatan Sezgin Tanrıkulu, "Gördüklerime dayanamayıp ağladım" diyerek isyan etti.

İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ile başlayan eylemlerde yüzlerce üniversite öğrencisi genç gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Gençlerin gözaltına alınma ve tutuklanma sürecinde işkence gördüklerine belirtildi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı işkence iddialarını yalanlarken gençlerin bu süreçte takibini yapan isimlerden CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Gençlerin gözlerinin vücutlarının mosmor olduğunu görüp fotoğrafını çektik. Bunları tutanak altına aldık. Bazı genç kadınların bacak aralarına tekme atıldığı için vajinal bölgesinde kanamalar oluşmuş" diyerek işkence iddialarını kayıt altına aldırmıştı.

"Gördüklerime dayanamayıp ağladım"

Sezgin Tanrıkulu, TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada işkence iddialarını bir kez daha aktardı.

Tanrıkulu Mecmis kürsüsünden şunları söyledi;

"Çağlayan Adliyesine 3 gün boyunca gittim ve  gözaltından getirilen gençleri gördüm. Onlarla bizzat temas ettim, avukatlarla görüştüm. Kendi gözlemlerim ve kendi duygularım var. Şunu söyleyeyim: O tabloyu görünce arkamı döndüm bir duvara uzaklaştım ve ağladım. Bir Milletvekili olarak. Bir insan hakları savunucusu olarak ağladım. Ama hiçbiri umrunuzda değil. İnsanların ne yaşadığı umrunuzda değil gerçekten.

AKP’li vekillere seslendi

Benimle beraber birçok avukat arkadaş orada ağladı. Gördüklerinden ağladılar. Ama İçişleri Bakanı çıkmış ya da Adalet Bakanı çıkmış, 'Türkiye'de işkence yoktur. Bunu söyleyenler haindir, vatan hainidir.' Size okuyorum, bakın okuyorum. Bunu okuyacağım. İlk ben paylaştım. Saçından çekilmiş bir kız, bir genç kadın. AK Partili kadın milletvekilleri, size okuyorum. AK Partili kadın milletvekilleri.

Genç kadının anlattığı polis işkencesini aktardı 

'Saçımdan çekildim. Yerde sürüklendim. Kelepçe takmaya götürülürken -seni dövmeyeceğim tamam- deyip ambulansın arkasına götürdü. Sakallı, bıyıklı, renkli gözlü ve uzun boylu 1.85, 1.95, 1.90 boylarında olan erkek polis senin göğüslerin mi var? diyerek göğüslerime dokundu. Ben de o esnada altıma kaçırdım.'

“Sözün bittiği yer”

Bu sözün bittiği yerdir. Biraz bakın, biraz utanma olsa, biraz vicdan olsa, biraz, bu kürsüde konuştuktan sonra Adalet Bakanı 'Böyle bir şey yoktur.' demez, İçişleri Bakanı 'Böyle bir şey yoktur.' demez. En azından şüpheyle bakar. En azından. Ya biz Milletvekiliyiz. İşkence, kötü muamele var dediğimizde en azından Bakan şu açıklamayı yapar. 'Biz de işkence olmaması için çaba gösteriyoruz. Iktidarımızdan bu yana sıfır torans dedik. Ama bir Milletvekili bunu söylemişse tabii ki soruşturma açacağız, bakacağız, yapan varsa gereğini yapacağız.'

Ne diyor? 'İşkence yoktur. Söyleyenler vatan hainidir.' Peki işkence yapan ya da kötü muamele yapan, bunu yapan güvenlik görevlisi arkasına Bakanı almışsa bir daha yapar mı yapmaz mı sizin vicdanınıza soruyorum. Soruyorum. Soruyorum. Söyleyin bakın, ifade bu, polis ifadesi. Hakim ifadesini de okuyayım size.

“Avukatların dilekçeleri alınmadı”

Bakın, ben de beraber gittim avukatlarla 7. kata, Savcıya dilekçe verecekler. Ya kız sinir krizi geçiyor, sinir krizi Kriz geçiriyor ya. Avukatlar dilekçe yazmışlar. 7. katta, bankonun önünde Savcıya ulaşamıyorlar. Savcının katibiyle görüşüyor, katibiyle. Katip 2 dakika sonra dönüyor, dilekçenizi almıyoruz diyor.

Arkadaşlar, tablo bu. tablo bu, tablo bu. Bu tabloyu yarattınız ya. Bu tabloyu yarattınız. Olağanüstü halde de sıkı yönetimde de kapısını çaldığımız Savcılar vardı ya. Gittiğimiz Savcılar vardı. Savcının katibiyle görüşemiyorsunuz, katibiyle. Biraz vicdan ya, biraz. Biraz vicdan.

Lanet olsun gerçekten, lanet olsun ya. Işkence izini verene de lanet olsun gerçekten ya.” (Haber Merkezi)

Evrensel'i Takip Et